Archive for the 'Nasrettin Hoca' Category

MazlumlarIn beyaz atlı prensİne ne oldu?

28 Mayıs 2007

Mehmet Emin Buğra

16 AĞUSTOS 2002

Bu günkü yazıma bir Nasrettin Hoca fıkrası ile başlayacağım:

             Nasrettin Hocanın bir komşusunun, oldukça büyük, görkemli bir öküzü varmış. Komşusu bu öküzü tarladan eve, evden tarlaya götürüp getirirken hoca öküze bakıp bakıp derin derin iç çeker ve içinden ” Ah keşke bir fırsatını bulsam da şu öküzün ihtişamlı boynuzlarının arasına bir binsem, dünya oradan  nasıl gözüküyor görsem” diyerek iç geçirir dururmuş. Hocanın bu halini  gören komşusu bir gün Mehmet hocaya niçin böyle ah çektiğini sorunca hoca durumu anlatmış  komşusu da hocanın bu hasretini gidermek için hocaya yardım  etmiş öküzün boynuzlarının ortasına hocayı bindirmiş. Daha hoca etrafına bakmaya bile fırsat bulamadan Hocayı  öyle bir fırlatmış ki; hoca kendisini  yerde çamurların ortasında kavuğu bir tarafta kendisini bir tarafta sırt üstü yatar vaziyette bulmuş. Hocanın bu halini gören komşusu sormuş ” Nasıl Hocam muradına erdin mi? Öküzün boynuzları üzerinden etrafı nasıl gördün?” diye sormuş. Hoca yüzündeki çamurları avuçları ile silerken:

 “Muradıma erdim ermesine de bir daha denemek mi tövbeler olsun” diyerek cevap vermiş. Şimdi, bu fıkradan isteyen istediği dersi çıkartabilir.

          Türkiye’de uzun yıllar uğruna hayatlar verilen, çileler çekilen siyasi partiye ideolojiler bu günlere gelindiğinde insanları hocanın çamura düştüğü duruma getirdi. Aklı başında hiçbir insan aldığı dersi tekrar almak istemez.Hükümetin Türkiye ekonomisini perişan hale getirdiklerini, Cumhuriyet tarihinde ilk defa esnafı sokaklara döktüklerini ve hatta polis panzerlerinin üzerine çıkmak mecburiyetinde bıraktıklarını, Başbakanlığın etrafını dikenli tellerle çevirmek zorunda kaldıklarını vs vs bir yanda ayrı tutalım; Türkiye Cumhuriyeti Devletinden ve hükümetinden kardeşlik adına, dindaşlık adına, insanlık adına beklentileri olan Çeçenistan, Doğu Türkistan, Musul, Kerkük, Keşmir ve Filistin gibi ülkeleri ve insanlarını öylesine bir sükut-u hayale uğrattılar ki bu hayal kırıklığını cümlelerle ifade etmek mümkün değildir.

           İsrail’ in Filistin halkını katletmesi meselesini “soykırım” olarak telaffuz eden Başbakan ABD’ den ve dünya Yahudilerinden.gördüğü tepki üzerine defalarca özür dilemek zorunda kaldı.

Soykırım yaptıkları yalan mıydı ki bu kadar çok özür dilenildi? Daha yaşını doldurmamış Filistinli bebekler beşikte iken delik deşik ediliyor, insanlar evlerinden yurtlarından sürülüyor, soyları yok edilmek isteniyor, bunun adı “soykırım” olmuyor (!) Çeçenistan’ da ve Doğu Türkistan’ da; can, mal, vatan, namus gibi insani haklarının ellerinden alınmak istenmesi karşısında mücadele eden, direnen insanlar dünyaya terörist olarak tanıtılmak istenmektedir. Nerede kaldı Osmanlı’nın Hıristiyan Hıristiyan’a karşı koruduğu ihtişam? Müslüman Türk Devletine yakışan bu değil midir? Keşmir’ deki Müslüman halk meselelerine çözüm aramaktadır, Türkiye’ den beklentileri var, Musul, Kerkük Türkleri zalim, gaddar, Türk düşmanı Saddam’ın kucağına bırakılmamak için Türkiye’nin ilgisine muhtaç. Fakat heyhat! Nerede o günler? Türkiye’nin 57. hükümeti Türkiye’ de işleri arapsaçına çevirdi, Türkiye’ yi Türkiye düşmanlarının istediği gibi kendi iç problemleri ile uğraşarak zamanı öldürmeye doğru sürüklediler.

           Doğu Türkistan açısından baktığımız zaman elli yıldır ilk defa Doğu Türkistan halkının Türkiye’ den ümidini kestiğini gösteren ifadelerine şahit oluyoruz. İnşallah 3 Kasım erken genel seçimleri Türkiye’mize ve Türkiye’mizden beklentisi olan ülkelere, topluluklara hayırlar, iyilikler getirir.  

http://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_82.htm – 915k